Açıklama

Rengigül Ural yazdı: “Marka Olma Yolunda Sürdürülebilir Başarı”ya Ülkemden Örnekler: Uluslararası Türk Bilim İnsanlarımız – 1

Profesör Babalar ve Kızları

İlk Kültür Bakanımız Talât Halman’ın yeğeni arkadaşım-kardeşim Sema Al her makâlemi, kitabımı okur. Genleri ile Dame de Sion ve gazetecilik eğitimi karmasıyla duygularını kaleme alır. “Mimar Sinan” konulu makalemi de okuduktan sonra yine görüş bildirdi.

“Bir de tıp dünyasında Hulusi Behçet var ki “Behçet Hastalığı” ile anılır. O da önemli bir marka. Yazmalısın. Annemin kolejden bir arkadaşının babası ve gerçekten dünyada zor teşhis edilen bir rahatsızlığı ayırt ederek dünya tıp literatürüne “Behçet Disease” diye geçen çok değerli bir tıp adamımız. Belki de adıyla hastalığı anılan nadir ilim adamlarımızdan biri.” dedi.

Sema’nın aklına hemen neden Hulusi Behçet gelmişti? Güzel soru.

İlk çalışma hayatıma başladığım, UNESCO Atatürk Yılı’nda ilk iş seyahatimizi gerçekleştirdiğim ve kendisinden “yönetimin püf noktaları”nı kavradığım, 1980 İhtilali gibi sancılı dönemde İstanbul Üniversitesi rektörlüğü yapmış, Florence Nightingale Hastanesi’nin kurucusu Prof. Dr. Cemi Demiroğlu’nun hocası kimdir derseniz. Sema’nın babası Prof. Dr. Fahir M. Göksel’dir. Her iki değerli hocamız da TUSAD (Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği) kurucu üyelerindendir. “Solunum” ne kadar önemli değil mi her can için? “Bir nefes can ile canân arası” başlığıyla kaleme aldığım yazımdaki gibi derin duyguları içerir.

İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Bölümü sayfasında Prof. Dr. Fahir M. Göksel hoca için şöyle yazıyor:

“1918’de İstanbul’da doğdu. 1936’da Saint Benoit Lisesi’ni bitirdi. 1942’de İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1949’da Farmakoloji Enstitüsü ve Tedavi Kliniği’nde ihti­sasını tamamladı. 1953’te doçent, 1964’te profesör oldu. Fransızca ve İngilizce bilir. Solunum fonksiyonları ve akci­ğer hastalıkları ile ilgili bilimsel çalışmaları vardır. Evlidir, iki kızı vardır. Paramedikal merakları fotoğraçılık ve müziktir.”

Upuzun yaşam içindeki bilim ve aile hayatının 6 satıra sığmayacağı bilinir. Değerli Fahir Göksel hocamızla kızını tanıyalım isterim. “Profesör babalar ve kızları” olgusunda; ben de babamdan nice bilgi birikimi, prensip, okuma alışkanlığı edinmiştim. Kulağım botanik ile dolmuştu. Sema’nın kulağı da tıp ile. Sadece bilim değildi uğraşları. Nice meslek dışı uğraşları vardı her birinin.

Ve aslında tevazu göstererek – gerçi doğrusu da bu olabilir – başardıklarını kendileri anlatmaz, işin uzmanlarınca takdir edilmesinden memnun olurlardı. Amaçları; üstlendikleri vazifeyi başarmak ve faydalı olmaktı.

Sema, zaman zaman bana tatlı sürpriz yapar. “Talât dayım gibi sihirli kalem senin elinde.” der. Bazen “Bereketli bir hafta olsun sihirli kalemli arkadaşım.” diye yazar. Bazen sevgili edebiyat hocasını, Nimet Leyla Başak’ı yad eder. Özellikle kar yağdığında. Bazen “Limonda şeker oranı düşüktür, abartmadan yiyebilsek keşke.” diyerek ruhumu limonluklara uçurur. Bazen “Sana günün çorbası yerine günün iki filmini öneriyorum. Birinde Juliette Binoche, diğerinde Sienna Miller oynuyor.” diye ufkumu açar.  “Günün filmi Inception, Leonardo di Caprio, rüyalara bakış açın değişir.” der. “Sinema Prens’in 100. sayfasındayım. Hep aynı yerlerde aynı görüntülere bakmışız. Neredeyse aynı hislerle yaşamışız. Sen kelimelerin prensesi, ben kül kedisi olmuşuz.” diye not düşer. “Müşfik Kenter’in sesinde zaten etkileyici olan konu katlanarak etkisini artırmış.” diyerek görüş bildirir. W. A. Mozart  “Rondo Alla Turka” paylaştığımda “Dame de Sion’da okurken, karne alırken sahneye çıkma müziğimizdi. Teşekkür ederim.” der.

“Mükemmel bir yazı. Markalaşmak için küçük zarif Rengigüller yetiştirmen lazım. Minik hanımlara ders vermen. Tüm birikimlerini aktarmalısın.” diye görüşünü bildirir.

Sema’nın halası Prof. Dr. Emine Atabek. Hocası Prof. Dr. Süheyl Ünver hoca imiş. Bu detayları “Milli Tıp Kongresi” ve “Tıbbi Deontoloji” dergi görsellerini paylaştığımda öğrendim. “İnsanlar bilgilendikçe mütevazı olurlar.” görüşü hayatımın her evresinde karşıma çıkıyor ve mutlu oluyorum.

Prof. Dr. Emine Atabek kimdi?

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi sayfasında şöyle yazılmış:

“1914’de İstanbul’da doğdu. 1932’de Notre Dame de Sion’dan mezun oldu. 1939’da İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirdi. İhtisasını 1963’de tamamladı ve 1968 de doçent oldu. Fran­sızca ve İngilizce bilir. Psikiyatri tarihçesi ve Rönesans ve tıp üzerinde çalışmaları vardır. Ayrıca, “Tıp, Tabib Olmayan­dan Ne Öğrendi?” ve “Ortaçağ Tababeti” adlı kitapları ba­sılmıştır. Evlidir, bir oğlu vardır. Meslek dışı uğraşları resim, tarih ve müziktir.”

Meslek dışı uğraşlar, her zaman ilgimi çekmiştir. Bu konuyu ayrıca işleyeceğim.

Pekiî Prof. Dr. Hulusi Behçet kimdi?

“Hulusi Behçet, 20 Şubat 1889 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Tıp öğrenimini 1910 senesinde tamamlamış ve 1914 Temmuzuna kadar Gülhane Dermatoloji Kliniğinde Eşref Ruşen, Talat Çamlı ve bakteriyolog Reşat Rıza hocaların yanında asistan olarak çalışmıştır.” ile başlıyor. “En büyük Türk dermatoloğunun anlatmaya çalıştığım yaşam öyküsünden de anlaşıldığı üzere, Hulusi Behçet, Behçet hastalığının tanımlanmasından önce de Hulusi Behçet’ti. Kendisini saygıyla anıyoruz.” diye sonlandırıyor Prof. Dr. Yalçın Tüzün.

Anlaşılan o ki; bu makâlemde konu ve konuk ettiğim değerli bilim insanlarımız hem Osmanlı İmparatorluğu hem de Cumhuriyet Dönemi’ni yaşamış tıpkı teyzezâdem, Atatürk’ün halazâdesi Prof. Dr. Vefik Vassaf gibi. Savaşlar, sürgünler, rejim değişikliklerine şâhit olmuşlar. Bu bakış açısından da değerlendirmemizde yarar görmekteyim.

Hulusi Behçet hocamızı gelecek makâlemde farklı bakış açılarıyla irdeleyecek, konusunda marka olmuş, ülkemin kıymetli, öncü, örnek değerlerini yazmaya devam edeceğim. Allah nasip ederse.

“Sufi Tulip” çizimimi özellikle makâleme monte ettim. Bilginin umman olduğunu bilen değerli insanlardı. Prensipli, kurallı, çalışkan, vazifeşinas. Mevlevilik felsefesi ile örtüşüyordu bilim, ilim – irfan sahibi, edep – adap formasyonları.

Bilinçle, bilgiyle, kültür donanımı ile erişilecek en yüksek mevkide sevgiyle, saygıyla “hiç”liği idrak etmektir gerçek yaşamın felsefesi.

https://www.guncelkadin.com.tr/2019/03/08/rengigul-ural-yazdi-marka-olma-yolunda-surdurulebilir-basariya-ulkemden-ornekler-uluslararasi-turk-bilim-insanlarimiz-1/