Açıklama

Nedir Mavzer Kurşunu? Ya Kıymeti Harbiye! 30 Ağustos’a Saygı ile.

"Büyük Çerkez Sürgünü’nde; Rengigül Hanım ana babasını, 1909’da Nâzım Paşa’sını kaybetmişti. 
Babam, dedesini Çanakkale’de şehit vermişti. Eyüp dedem babasız büyümüştü. 
Kayınpederim Çanakkale’de dayısını ve amcasını şehit vermiş, Çapakçur’da amcasını kaybetmişti. 
Bedri dedem Afyon’da, Sami dedem Trablusgarp’ta esir düşmüştü. 
Münire anneannem Arabistan’da şehit düşen babasını tanımamıştı. Dayısı Kuvâ-yi Milliye komutanlarından Yarbay Arif Bey, çadırında mavzer kurşunuyla vurulmuştu. 
Rus İşgâli’nde Aliye Hanım Trabzon’dan, Rabia Hanım Erzurum’dan sürülmüştü… 

Ve niceleri… 
Hayatları kayıptı. Çoğunun mezarı bile yoktu. 
Ya sağ kalanların ruhları!..

Ama neşelenmek gerekti. 
Neşe ile, sevgi ile, el ele büyümek, büyütmek gerekti… 

Öyle bir benzetme var ki hem “Aşk”ı, hem de “Mavzer Kurşunu”nu anlatıyor. Bir yüzbaşının oğlu olarak, Edremit’te 1921 Yunan İşgâli’ne tanık Sabahattin Ali’nin “Değirmen”i “Çingene Aşkı”ında;

"Ne yapacağımı, bu hâlin beni nereye götüreceğini sorma, bende artık kuvvet yok. Akıl yok, düşünce yok, yalnız aşk var. Mavzer kurşunu gibi çarptığını yene seren bir aşk... Senin Atmacan artık kanatlarını kımıldatacak hâlde değil!" Rengigül e-kitabı satır araları, RE Books Arts Yayınevi

* Çingene Aşkı"nda "yene seren" diye yazıldığı için aynen kullanılmıştır.