Açıklama

T I M A R – SANSÜR - MANEJ – İNSAN OLARAK GÖREBİLMEK

Sözcüklerle başlasın mı tımar? Sıfatlardan kurtulmak...

“Dünyada misli menendi bulunmayan o güzelim Boğaziçi’nde ve Moda, Kalamış cihetinde kürek çeken ve denizde mercan balığı gibi yüzen, gümüş balığı gibi nurlar saçan cezibeli kızlarımıza baktıkça aşka gelirim.”, “Yazısının sonunda birden hatırlar ve ekler: “İtiraf etmeliyim ki ben spor mütehassısı değilim. Hekimce düşünerek yazdım. Bu hususta en salâhiyetli ve iktidarlı söz söylemek hakkı üstadı azam Selim Sırrı beye atittir.” Lokman Hekim, Gökhan Akçura paylaşımı “Erkek Bakışı 3, Kadınlar futbol oynayabilir mi?”

Lokman Hekim, "futbol ve kadınlar" ile spora bakışını anlatmış. Futbol ile ilgim Simon Kuper'in kitabı ile sınırlı neredeyse. Ancak ailemden yadigar neredeyse her spor dalı ile ilgili, değişik yıllara ait fotoğraf ve anı, uzman görüşü var arşivimde. 

Ancak hayatımın hiçbir döneminde futbol oynayan erkekleri yazıda geçen bakış açısıyla görmedim. Ne de diğer sporları yaparken. 

Erkekler kürek çekerken fotoğrafı ile aşka gelmiyorum. Aşk bambaşka bir duygu. 

“Aşka geliyorum” dediği Lokman Hekim’in sanırım “Heyecan”! Lokman Hekim’in sevdikleri var, heyecan duydukları var, hoşuna gitmeyen var. Her hekim, kadınları kendi heyecanlarına göre şekil verirse olur mu? Bir de Nazım Paşa’nın doğduğu Mora Yenişehirli (Larissa) Selim Sırrı Tarcan’ı refere etmiş. Tarcan cevap verdi mi? Merak ederim. 

Bu bakış açısı beni çok üzüyor. Ben spor yapan bir insanı takdir ediyorum. Kadın erkek diye ayırmıyorum. Önce insan olarak bakabilirsek, insanlığı görecek ve insanca yaşayacağız diye düşünüyorum. 

Başarabildiklerimizle değerlendiren medeni "insan" bakış açılarının var olması dileği ile “sansur”ü ve “sözcüklerin tımarı”nı çok kısaca ifade etmeye çalışacağım.

Sansür

Şimdilerde de var mı bilmiyorum ama eskiden “Er Mektubu Görülmüştür” damgası varmış, kırmızı, mavi ya da siyah mürekkebe bastırarak asker mektuplarına vurulan. Mehmetçikler de nasıl yazsınlar yakınlarına, sevdiklerine, arkadaşlarına açık açık duygularını bu damgayı yiyeceğini bile bile. Mecburen “anama, babama, yavukluma, arkadaşıma selam ederim” diyebilmişler. Üstelik mektuplar açık gidermiş. Benim yüzümün ifadesindeki şekli anlatmamda aldığım damga da aynı “Er Mektubu Görülmüştür” kırmızı damgayı yemiş gibi. Bu sansür içeren bakış açısından sonra, ben nasıl kaleme alabilirim Cinderella masalını, babaannesiyle koyun koyuna yatan henüz on üçlerindeki minik bir kızın “gözlerin bir memleket” masalını? Yazılarımda inadına değil ama yüreğimin sesine kulak vererek yine de “Er Mektubu Görülmüştür” damgasını kulağıma bir küpe olsun diye takacağım ama resmetmeye devam edeceğim.

Sözcüklerin Tımarı

Ben niye bir kalıba sokmuyorum bir erkeği de “futursuzca” gibi nice sözcük ve böyle bakış açısı aklıma gelmiyor?

Tımar ile tüm tozlardan arınma; sözcüklerden başlasın. Adam yerine insan. Kadın ve erkek değil, insan olarak gördüğümüzde hayvanlara da ve tabii içinde yaşadığımız doğaya da insanca davranılacaktır. 

Zarafeti önemsiyorum. Sözcüklerin tımarını da. Land Lord arkadaşım “wild animal” var kiminin içinde diyor. Umarım tımar ile ehlileştirebiliriz. 

“Manej” sözcüğü de hoşuma gider. Çalışmak, eğitim...

Sözcüklerle başlasın mı tımar? Sıfatlardan kurtulmak...