Açıklama

"Yaşanmışlık, yıllanmışlık, damak, göz, koku..."

Nerdeyse şarap tadımı yaptırıyorsunuz, yaşamdan söz ederken, beni iyice ve çok hoş şaşkınlıklara sürükleyerek. Hayatı böyle tatmak ve yaşamak ne güzel olur...du! Ve belki de güzel bulmadığımızda yüzümüzü buruşturarak tükürmek, “bouchonné” bir şarapmışçasına! Ne ki olabilemiyor maalesef…

Damak. İçmek başka şey tadına ve gizemine varabilmek başka şey. Ve yaşımın da verdiği inançla, biliyorum ki şarabın tadına varabilmek ancak duygularla mümkün. Ve belli bir ruh olgunluğu gerektiriyor... Damak ancak bu ruh olgunluğuyla lezzetleniyor. Aşkın dillerde lezzetlenmesi gibi.

“Petit Verdot” Fransa'da “assemblage” için kullanılır, “noblesse cabernet Sauvignon”, veya “Merlot” veya “Pinot”dadır ve tabii “syrah”! Tek başına “petit Verdot”nun damak izini bilemiyorum, ne ki, çarpıcı olacağından eminim; hele siz de beğenmişseniz, benim için paha biçilmez bir “cepaj”dir artık “Petit Verdot”! İyi de kuzum, bunca “otokton sepaj” var iken caanım Anadolu'da, nedir bu “frenk sepajlar”ına gösterilen tutkunluk?

Şarap, iyi şarap, yıllandıkça tatlanır, kendine ulaşır, ama hiç değişmez kişiliğinin yansımasında; eğer değişirse, yani özelliklerini yitirirse bozulur, sirke olur. Salataya sirke konur, ama salatayla şarap içilmez, çünkü hangi sosu koyarsanız koyun şaraba isyan eder, salata sosu "bu yemeğin kralı benim" dercesine. Hâşâ!! Kendimi iyi şarapla tanımlayacak kadar Hayyam değilim. Ne ki insanın değişmesi, ancak kişiliğinden sapmasıyla mümkün değil mi? Benim şahsım söz konusu olduğunda da belki de bu değişiklik güzel olur, neş'eli olur, hafifmeşrep olur, ferahlatır ama ben olur muyum? Belki de değişmem gerek, sirkeleşmenin önüne geçecek teknikleri benimseyerek. “Bir "séléction" isem, içilme yaşım çoktan geçmiş olmalı veya sadece “collection” olarak mahzende tutulan ve hiç bir zaman tadılmayacak bir şarap gibi, göstermelik…

"Grenache”, güney Fransa bağlarında yetişen bir üzüm sepajı, ama hemen hemen dünyanın bütün bağ bölgelerine de uyan, uysal(!) bir üzüm. Bir başka adı da “carignan”dır burada. Yumuşak, fazla tanenli olmayan ve daha çok “cabernet sauvignon” veya “syrah” gibi çok tanık üzümleri yuvarlatmak icin "assemblage" larda kullanılır. Tek başına kullanıldığında ağızda pek uzun kalmayan ama hoş bir sıcaklık veren bir üzümdür.

Ben sizi daha çok “cabernet sauvignon”a benzetiyorum, çarpıcı ve tanık, yaşlanması için çoooooooooooook seneler beklemek gereken, ağızda upuzun lezzetler bırakan ve yıllarla güzelleşen.

Sağlığınıza. “Gevrey chambertin” kaldırıyorum bu gece. Neşeniz hep daim kalsın...
Kahkahanın kelime anlamına Larousse'da, rengigül mü koysalar acaba?

“Gevrey Chambertin”, Fransa'nın "essah" şarapları olan Bourgogne şaraplarının en önde gidenlerindendir ve benim görüşüme göre de en asillerindendir! Geçen sene içinde Gevrey Chambertin şatosunun satın alınmış olması, kalitesel ve tarihsel anlamda değişmez ! Ben isterdim ki o bölgedeki diğer şarap üreticileri, aralarında birleşip, ortaklaşa alsınlar bu şatoyu ama paraları yetişmedi. Şato ve tabii dönümlerce bağlar! O zaman içimden geçirmiştim, niye almasın varlıklı entelektüellerimiz bu dünya markasını diye. Galiba pek farkında değiliz şarabın aslında sadece bir içki olmadığının. Oysa şatoyu satın alan farkında ve ülkeleri sadece 2 milyara vuran nüfusuyla değil, kendi içsel kültürlerine de sahip olarak!

Niye size ve sağlığınıza “Gevrey Chambertin” kadehi kaldırıyorum? İşte bu nedenle sevgili Rengigül! Korunması, üzerine titretilmesi, mücevher gibi, sadece anlayanlar ve değerini bilenler tarafından tadılması gereken “Gevrey Chambertin”, ayrıca zaten Frenk şaraplarının feminin'i sayılan “Bourgogne” şarapları içerisinde en "feminin" olanıdır. Kadife gibi, yumuşacık ama kalıcı tadımlı, keşfetmek için zaman ve emek gerektiren, hemen ilk içişte bütün gizemlerini ortaya dökmeyen, tatmasını bilenin hemen bütün duyu organlarını kullanmaya mecbur bırakan, içtikçe esir alan bir şarap. Ve esir aldıkça da bağımlı kalmaya gönüllü kılan bir şarap. Ama bakın, sizin için "üzerinize titrenilmesi, korunması gereken, sadece değerini anlayabilenler tarafından..." dediğimde, siz "absolu" olarak öylesiniz; yine şarap metaforunu kullanacak olursam, bir “Petrus”, “absolu” olarak muhteşem ve eşsiz bir "eserdir" ama bu, onu içen herkesin bu değeri anlayıp lezzetine varacağı anlamına gelmez değil mi ?

Sadece var olmanız bile bir umut kaynağı.
Kahkahalarınız ise destek.
Hep böyle kalın!
Gevrey Chambertin ile...

Bence Anglosaxon'lar şarabı, Frenkler’den çok daha fazla ciddiye alıyorlar. Ve haksız da değiller. Fransızlar için şarap, evet bir kültür, ama hangi çerçevede değerlendireceklerini pek bilemedikleri ve her şeye rağmen temel olarak hâlâ folklorik yaklaştıkları bir kültür. Bunu Frenkler’in esas şarabı olan Bourgogne şaraplarında görmek mümkün. Fransa'da ve çoğu Fransız aileler tarafından üretilmesine rağmen, neredeyse tamamıyla bir İngiliz şarabı olan “Bordeaux şaraplarının dünyadaki yeri ile karşılaştırıldığında “Bourgogne” hemen hemen yerel bir şarap sayılabilir. Belki de böylesi daha iyidir. Lakin, evet bir “Charme Chambertin”in gizemli zarafeti, adı Petrus bile olsa bir “Bordeaux Grand Cru”yü her şeye rağmen kıskandıracak bir aroma zenginliğindedir, anlayana, bence tabii! Bu şarap işi aslında çok da kişisel bir şey, nesnellik aramamak gerekir. İnşallah gelebilirsem İstanbul'a, gelirken size Meursault getireyim." Bay Camargue

RE Books Arts Özel Arşiv - Rengigül Ural

Tüm özel yazılar, makalelerim, röportajlarım gibi koruma altındadır. Gelecek kuşaklara aktarılmak üzere kayıtlıdır.

Şahsıma olan benzetmeleri de kayıt altına almaktayım.
“Gevrey Chambertin”
"Renaissance woman" Hasan Başar
"Masallardaki Peri" Dr. Şükrü Bilge gibi.
Motivemi yükselten kıymetli dostlarıma saygı ile,

"-Yazmak bir ayıklama işidir- Bu -sélection- Bilgi,görgü,yetenek ve de -humilité-gerektiriyor.Bunların tümü sizde var,onun için yazdıklarınızın tadına doyum olmuyor." Kemal Murtezaoğlu